14 Ocak 2012 Cumartesi

L'illusionniste - Kaybolan Bütün Güzelliklere Reverans



''Belleville'de Randevu/Les Triplettes de Belleville'' in yaratıcısı Sylvain Chomet'den yine enfes bir animasyon. Fransız sinemacı Jacques Tati'nin yıllar önce yazdığı ve perdeye aktarma fırsatı bulamadığı öyküyü Chomet, bildik hüneriyle yansıtmış perdeye. Fransız komedisine damga vurmuş, bütün zamanların en önemli sinemacılarından Jacquies Tati'ye ve eserlerine saygılarını sunan yapım, son derece naif atmosferiyle izleyeni derinden etkiliyor. Tati'nin senaryosundan uyarlanan film, 'büyüsü bozulmuş dünyayı büyülemenin imkansızlığından' söz ediyor son tahlilde. 1950'lerin sonunda geçiyor öykü. 60'lar başlarken Tati'ye göre birçok şeyin sona erdiği, nezaketin, naifliğin, insan sıcaklığının kaybolduğu günlerde. Geçmiş zamanın ünlü sihirbazı, neslinin tükenmekte olduğunu fark etmiştir. Artık sahne sanatları, illüzyon tatmin etmemektedir insanları. İçi hızla boşalan, sığlaşan, değer yargılarını üç paraya bozduran dünya, kudurmuş, azmış, şekil değiştirmiştir. Acımasızdır kuralları artık günlerin. Yaşlılara yer yoktur.


 İskoçya'da bir balıkçı köyünün barında gösteri yaparken temizlikçi kızla karşılaşır kahramanımız Jacques Tatischeff.(Aynı zamanda Jacques Tati'nin gerçek ismidir bu.) Bu son derece naif baba-kız ilişkisi, karşılıksız sevgiye dayansa da, dışarıdaki Dünya'nın acıtan gerçekleri, duyguların üstesinden gelmeye kararlıdır. Sihirbaz diye bir şey yoktur der usta sihirbaz ardında bıraktığı son notta... Bu aynı zamanda Tati'nin bıraktığı son nottur dünyaya. Büyük bir hüznün ince bir mizahla desteklendiği animasyon, yaşadığımız barbarlık ve kabalık çağında, damara enjekte edilen bir ilaç kadar güçlü. Tati'nin orjinal öyküsüyle, film arasında bir takım değişiklikler yapmış Chomet. Prag'da geçen öyküyü, bir süredir yaşadığı Edinburgh'a taşımış. Orjinal senaryoda, sihirbazın hayvanı bir tavukken, filmde sihirbazların olmazsa olmazı ''tavşan''a dönüşmüş. Dünya prömiyerini, Berlin Film Festivali'nde yapan ve geçtiğimiz Filmekimi ile Antalya Altın Portakal'ın programında da yer alan enfes animasyon kaçırılmaz. İçinde yaşadığımız çağdan ve günlerden hoşnutsanız bile izleyin. Perdede duran naiflik, şefkat, iyilik ve artık var olmayan değerlerin büyüsü, belki sihirbaz diye bir şey olduğuna sizi inandırabilir...
10/10

3 yorum:

  1. Filmin sessizliğine aldanmayın aslında bağıra bağıra tepkisini en açık şekilde gösteriyor. Bencede 10/10 u hakeden bir yapıt.

    YanıtlaSil
  2. Yapıt demek yetersiz. Kesinlikle başyapıtlar arasında.

    YanıtlaSil